STANBUL SAHNE PERDE FİLM
EĞLENCE YERLERİ ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI
Sayı: 2020/113 Tarih: 11.08.2020
Konu: Sanatçı Esnafının Mağduriyeti Hk.
İSTANBUL ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ'NE
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı Yasa ve Yönetmeliklerde düzeltme talebi,
1 - XII. Sanatın ve sanatçının korunması
Anayasa Madde 64. - Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
2 - Türk Dil Kurumu Sanatçı;
1) Güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kimse, sanat adamı, sanat eri, sanatkâr, artist:
2) Sinema, tiyatro, müzik vb. sanat eserlerini oynayan, yorumlayan, uygulayan kimse.
3 - Sahne sanatları, yaşadığımız toprakların 2500 yıllık tarihi ile geleneksel sanatların içinde yer alması gerekirken, batıdan öykünme çabalarımızda kararsızlığımızla arzulanan yere ulaşamadığımız açıktır. Gerçekte sanatta ileri ülkelerin Anadolu medeniyetlerinden, yani topraklarımızdan öykünerek geldikleri aşikârdır.
Aradan geçen yüzlerce yıla rağmen ülkemizin birçok yerinde 20-25.000 kişilik antik tiyatrolar hala ayaktadır. Sonsuza kadar topraklarımızdaki uygarlıklara kayıtsız kalamazdık, kalmamalıyız.
Bundan 97 yıl önce Cumhuriyetimizin kuruluşu ile birçok alanda olduğu gibi Kültür ve Sanat’ta öncelikler arasına alınmıştır. Nitekim Sanayi-i Nefise Encümeni'nin öncülüğünde çıkan 25 Haziran 1927 tarihli ve 1167 sayılı yasa ile, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "terbiyevi mahiyette" sayılacak Kuruluşların verecekleri temsil ve düzenleyecekleri dinletilerden
tüketim (istihlâk) vergisi alınmaması yolunda ki karar, sanat gösterileri için ülkemizde ilk kez bir kolaylık sağlamış oluyordu.
4 - Günümüze gelirsek Anayasa 64 çok açık olmasına rağmen sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı koruma anlamında özel bir yasa yapılmamıştır. Dolaylı yapılan yasaların uygulama aşamasında başka bir kanunla çatışması ise Anayasa hükmünü de boşluğa düşürdüğü görülmüştür.
Sanatsal faaliyetlerin Tacir olarak tanımlanması ise tam bir çelişkidir. Çünkü ortada bir mal alım satımı yoktur. Bu tanım sanatı ve sanatçıyı küçümsemektir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk söyleminde “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” der. Yine bir başka söyleminde “Hepiniz millet vekili olabilirsiniz, Bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız”demiştir. Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi sanat ve sanatçı özel insanlardır. Cumhuriyetin kurucuları sanatsal çalışmaları toplumsal gelişme olarak görmüşlerdir. Sonuçta akıl ve bilimde bunun böyle olduğunu kabul eder.
5 - 5362 Sayılı Kanun Madde 3. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde
vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri,
Yukarıda 5 madde de Odamız kapsamına giren sanatçı esnafımız ile ilgili,
1) Anayasa amir hükmü,
2) Türk Dil Kurumuna göre sanatçı tanımı,
3) Sahne sanatlarının topraklarımıza tarihsel konumu,
4) Türk Ticaret Kanununun Anayasa ve Kanunlarla çelişkisi,
5) Kuruluş kanunumuz olan 5362, 3. maddesinde Esnaf ve Tacir ayırımı.
Kültür Bakanlığı 30619 Sayılı Yönetmelik özel tiyatroların Projelerine yapılacak yardımlara ilişkin (2020/68 sayılı yazışmamızda ayrıntıları ile belirttiğimiz) Özel tiyatrolara katılım şartlarına “Tacir” olma şartı ve Ticaret Odası belgesi istenmesi hususu (5 Mayıs 2020 Sayı: 31118) ÖZEL TİYATROLARIN PROJELERİNE YAPILACAK YARDIMLARA İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK’te aynen korunmuştur.
30619 sayılı yönetmelik 5. Madde (4) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre tacir sayılanlar, profesyonel tiyatrolar kategorisinde başvuru yapabilirler.
30619 sayılı yönetmelik 5. Madde (5) 6102 sayılı Kanuna göre tacir sayılmayan tüzel kişiler veya vergi mükellefi olan gerçek kişiler ya da kuruluş amacı kültür, sanat ya da tiyatro faaliyeti olan dernekler veya vakıflar amatör tiyatrolar kategorisinde başvuru yapabilirler. 5. madde (4) fıkra Profesyonelliği Tacir olarak tanımlarken, asıl meslek sahibi sanatçıyı 5. Madde (5) fıkrasında amatör sınıfına atmıştır.
Türk Dil Kurumu'na göre “profesyonel” kelimesinin iki anlamı var.
Birincisi, işi kazanç sağlamak amacıyla yapan kişi (amatör karşıtı) olarak tanımlıyor. Bu tanıma göre profesyonel, temelleri kazanç üzerine kurulu bir anlam ifade ediyor.
İkinci anlamı ise, ustalaşmış-uzmanlaşmış olarak belirtiliyor.
Türk Dil Kurumu karşılığı ile esnaf ve sanatkarı karşılayan anlam ikinci anlamdır. Ustalaşmış, Uzmanlaşmış.
Hatta konu sanat ve sanatçı olunca yaratılıştan gelen kişisel yetenek de eklenmektedir.
T.C. Anayasa Madde 64 : Amir hükmünün konusu Tacir’in değil sanatçının korunması olduğuna göre Türk Dil Kurumunun işaret ettiği ikinci şık geçerli olduğu açıktır.
Yaptığımız incelemede Kültür Bakanlığımızın gösterdiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Tacir tanımını iki madde de farklı tanımlamıştır. Kültür Bakanlığı yaptığı iş sanat olan özel tiyatroların projelerine yapılacak yardım yönetmeliğinde Anayasa ve Kanunlarla çelişen maddeyi işaret ettiği görülmüştür.
BİRİNCİ KISIM
Tacir
A) Ticari işletme 1. Bütünlük ilkesi
MADDE 11- (1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
B) Tacir I - Gerçek kişiler 1. Genel olarak,
MADDE 12 - (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
MADDE 11 - (1) Tacir “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Derken,
MADDE 12 - (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Olarak tanımlamıştır.
Bu madde anlam karşılığı net olarak vergi dairesinde mükellef olan herkesi tacir olarak tanımlıyor ki 11-(1) ile çeliştiği gibi Esnaf ve Sanatkarlar Odası kuruluş kanunu olan 5362/3 maddeye de çelişmektedir. Şu ana kadar yapılan yanlış uygulama esnaf ve sanatkarımızı oldukça zora sokmuştur.
Sanatçılarımız sahne sanatlarından başka becerisi ve işi olmadığından Pandemi sürecinde aylarca genelge ile sahneleri kapatılmış bu süreçte hiçbir kurum ve kuruluştan destek alamamışlardır.
Ayrıca Kültür Bakanlığı proje desteğini alabilmek için tacir olma şartı gereği Ticaret Odası kaydı ZORUNLU olduğundan ve SANATÇILARIMIZIN TİCARET SİCİLİNDE KAYITLARI OLMADIĞINDAN hazinenin esnafı desteklemek amacıyla Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri aracılığı ile kullandırdığı düşük faizli kredilerden de faydalanamamış adeta açlığa mahkûm edilmişlerdir.
(Esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,)
Esnafımızın İlgili Yönetmelik gereği Ticaret Odası kaydına zorlanması sonucu yukarıda bahsi geçen kanunla elde edilmiş haklarının da ortadan kalktığı bir gerçektir. Bu durumun da göz önünde bulundurulması bir gerekliliktir.
Gelinen bu noktada yaşananlar Anayasamızın 64. Amir hükmünün yerine getirilebilmesi için Kamu ve özel tüm sanat alanlarını kapsayan bir özel yasa yapma zorunluluğu gerektirmektedir.
Sanatçı olmanın Onuruyla yaşamını sürdürmeye çalışan sanatçılarımızı korumak geleceğimizi korumakla eş anlamlıdır.
Sehven düşülen hatanın bir an önce düzeltilmesini ve gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla
EĞLENCE YERLERİ ESNAF VE SANATKÂRLAR ODASI
Sayı: 2020/113 Tarih: 11.08.2020
Konu: Sanatçı Esnafının Mağduriyeti Hk.
İSTANBUL ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ'NE
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı Yasa ve Yönetmeliklerde düzeltme talebi,
1 - XII. Sanatın ve sanatçının korunması
Anayasa Madde 64. - Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
2 - Türk Dil Kurumu Sanatçı;
1) Güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kimse, sanat adamı, sanat eri, sanatkâr, artist:
2) Sinema, tiyatro, müzik vb. sanat eserlerini oynayan, yorumlayan, uygulayan kimse.
3 - Sahne sanatları, yaşadığımız toprakların 2500 yıllık tarihi ile geleneksel sanatların içinde yer alması gerekirken, batıdan öykünme çabalarımızda kararsızlığımızla arzulanan yere ulaşamadığımız açıktır. Gerçekte sanatta ileri ülkelerin Anadolu medeniyetlerinden, yani topraklarımızdan öykünerek geldikleri aşikârdır.
Aradan geçen yüzlerce yıla rağmen ülkemizin birçok yerinde 20-25.000 kişilik antik tiyatrolar hala ayaktadır. Sonsuza kadar topraklarımızdaki uygarlıklara kayıtsız kalamazdık, kalmamalıyız.
Bundan 97 yıl önce Cumhuriyetimizin kuruluşu ile birçok alanda olduğu gibi Kültür ve Sanat’ta öncelikler arasına alınmıştır. Nitekim Sanayi-i Nefise Encümeni'nin öncülüğünde çıkan 25 Haziran 1927 tarihli ve 1167 sayılı yasa ile, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "terbiyevi mahiyette" sayılacak Kuruluşların verecekleri temsil ve düzenleyecekleri dinletilerden
tüketim (istihlâk) vergisi alınmaması yolunda ki karar, sanat gösterileri için ülkemizde ilk kez bir kolaylık sağlamış oluyordu.
4 - Günümüze gelirsek Anayasa 64 çok açık olmasına rağmen sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı koruma anlamında özel bir yasa yapılmamıştır. Dolaylı yapılan yasaların uygulama aşamasında başka bir kanunla çatışması ise Anayasa hükmünü de boşluğa düşürdüğü görülmüştür.
Sanatsal faaliyetlerin Tacir olarak tanımlanması ise tam bir çelişkidir. Çünkü ortada bir mal alım satımı yoktur. Bu tanım sanatı ve sanatçıyı küçümsemektir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk söyleminde “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur” der. Yine bir başka söyleminde “Hepiniz millet vekili olabilirsiniz, Bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız”demiştir. Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi sanat ve sanatçı özel insanlardır. Cumhuriyetin kurucuları sanatsal çalışmaları toplumsal gelişme olarak görmüşlerdir. Sonuçta akıl ve bilimde bunun böyle olduğunu kabul eder.
5 - 5362 Sayılı Kanun Madde 3. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Esnaf ve sanatkâr: İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde
vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri,
Yukarıda 5 madde de Odamız kapsamına giren sanatçı esnafımız ile ilgili,
1) Anayasa amir hükmü,
2) Türk Dil Kurumuna göre sanatçı tanımı,
3) Sahne sanatlarının topraklarımıza tarihsel konumu,
4) Türk Ticaret Kanununun Anayasa ve Kanunlarla çelişkisi,
5) Kuruluş kanunumuz olan 5362, 3. maddesinde Esnaf ve Tacir ayırımı.
Kültür Bakanlığı 30619 Sayılı Yönetmelik özel tiyatroların Projelerine yapılacak yardımlara ilişkin (2020/68 sayılı yazışmamızda ayrıntıları ile belirttiğimiz) Özel tiyatrolara katılım şartlarına “Tacir” olma şartı ve Ticaret Odası belgesi istenmesi hususu (5 Mayıs 2020 Sayı: 31118) ÖZEL TİYATROLARIN PROJELERİNE YAPILACAK YARDIMLARA İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK’te aynen korunmuştur.
30619 sayılı yönetmelik 5. Madde (4) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre tacir sayılanlar, profesyonel tiyatrolar kategorisinde başvuru yapabilirler.
30619 sayılı yönetmelik 5. Madde (5) 6102 sayılı Kanuna göre tacir sayılmayan tüzel kişiler veya vergi mükellefi olan gerçek kişiler ya da kuruluş amacı kültür, sanat ya da tiyatro faaliyeti olan dernekler veya vakıflar amatör tiyatrolar kategorisinde başvuru yapabilirler. 5. madde (4) fıkra Profesyonelliği Tacir olarak tanımlarken, asıl meslek sahibi sanatçıyı 5. Madde (5) fıkrasında amatör sınıfına atmıştır.
Türk Dil Kurumu'na göre “profesyonel” kelimesinin iki anlamı var.
Birincisi, işi kazanç sağlamak amacıyla yapan kişi (amatör karşıtı) olarak tanımlıyor. Bu tanıma göre profesyonel, temelleri kazanç üzerine kurulu bir anlam ifade ediyor.
İkinci anlamı ise, ustalaşmış-uzmanlaşmış olarak belirtiliyor.
Türk Dil Kurumu karşılığı ile esnaf ve sanatkarı karşılayan anlam ikinci anlamdır. Ustalaşmış, Uzmanlaşmış.
Hatta konu sanat ve sanatçı olunca yaratılıştan gelen kişisel yetenek de eklenmektedir.
T.C. Anayasa Madde 64 : Amir hükmünün konusu Tacir’in değil sanatçının korunması olduğuna göre Türk Dil Kurumunun işaret ettiği ikinci şık geçerli olduğu açıktır.
Yaptığımız incelemede Kültür Bakanlığımızın gösterdiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Tacir tanımını iki madde de farklı tanımlamıştır. Kültür Bakanlığı yaptığı iş sanat olan özel tiyatroların projelerine yapılacak yardım yönetmeliğinde Anayasa ve Kanunlarla çelişen maddeyi işaret ettiği görülmüştür.
BİRİNCİ KISIM
Tacir
A) Ticari işletme 1. Bütünlük ilkesi
MADDE 11- (1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
B) Tacir I - Gerçek kişiler 1. Genel olarak,
MADDE 12 - (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
MADDE 11 - (1) Tacir “Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Derken,
MADDE 12 - (1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Olarak tanımlamıştır.
Bu madde anlam karşılığı net olarak vergi dairesinde mükellef olan herkesi tacir olarak tanımlıyor ki 11-(1) ile çeliştiği gibi Esnaf ve Sanatkarlar Odası kuruluş kanunu olan 5362/3 maddeye de çelişmektedir. Şu ana kadar yapılan yanlış uygulama esnaf ve sanatkarımızı oldukça zora sokmuştur.
Sanatçılarımız sahne sanatlarından başka becerisi ve işi olmadığından Pandemi sürecinde aylarca genelge ile sahneleri kapatılmış bu süreçte hiçbir kurum ve kuruluştan destek alamamışlardır.
Ayrıca Kültür Bakanlığı proje desteğini alabilmek için tacir olma şartı gereği Ticaret Odası kaydı ZORUNLU olduğundan ve SANATÇILARIMIZIN TİCARET SİCİLİNDE KAYITLARI OLMADIĞINDAN hazinenin esnafı desteklemek amacıyla Esnaf ve Kefalet Kooperatifleri aracılığı ile kullandırdığı düşük faizli kredilerden de faydalanamamış adeta açlığa mahkûm edilmişlerdir.
(Esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,)
Esnafımızın İlgili Yönetmelik gereği Ticaret Odası kaydına zorlanması sonucu yukarıda bahsi geçen kanunla elde edilmiş haklarının da ortadan kalktığı bir gerçektir. Bu durumun da göz önünde bulundurulması bir gerekliliktir.
Gelinen bu noktada yaşananlar Anayasamızın 64. Amir hükmünün yerine getirilebilmesi için Kamu ve özel tüm sanat alanlarını kapsayan bir özel yasa yapma zorunluluğu gerektirmektedir.
Sanatçı olmanın Onuruyla yaşamını sürdürmeye çalışan sanatçılarımızı korumak geleceğimizi korumakla eş anlamlıdır.
Sehven düşülen hatanın bir an önce düzeltilmesini ve gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla